-
kestiğin parmağını görünce
bir anne edasıyla ben
hem kızıp, söylenip
hem de yara bandı yapıştırabilirdim şefkatle.
zira kolumdaki çanta
çarşıdaki amcadan bir liraya aldığım
ve yalnızca vicdanımı yapıştırdığım
santavik bantlarla dolu. -
içimde kocaman bir ağlamak var
kusup atamadığım
duvarları tırnaklarımla kopartamadığım
sinekliği yırtıp pencereden atlayamadığım
havluları bileğime basar gibi ağlamak.
orospuyla dertleşmek gibi
aynadakine tükürmek gibi
siyaha boyar gibi tüm kırmızıları
ve bütün gözleri oyarcasına
ve bir kemanın tellerine asmak bir cesedi
uykudan boğularak uyanırcasına
gün doğmadan
ağlamak. -
cesedimi kapı önüne
çöp niyetine bırakmak ve
kapıcının onun çöpten bile saymaması kadar
ağlamak.